31 Aralık 2012 Pazartesi

https://soundcloud.com/#asligokyokusfanclub Aslı Gökyokuş'un performanslarını dinleyebilirsiniz!

Mutlu Yıllar

Biz 12 yıldır, onunla büyümeye, yaşamaya, sevmeye , öğrenmeye ve yaşattığı tüm güzellikler için minettarız kendisine.. İyi ki varsın Aslı Gökyokuş, hep bizimle olman dileğiyle seni çok seviyoruz....

23 Kasım 2012 Cuma

http://turkcellmuzik.com/#!/album/--/gokyuzunde-yalniz-gezen-yildizlar/cGhNeUwyRm1pV2pxZWhpOVd1QzdKUT09/---/videolar/asli-gokyokus/14860/--/video/499968995/ Aslı Gökyokuş'un yeni single Gökyüzünde Yanlız Gezen Yıldızlar yayında! şu an için sadece turkcellmuzik.com'da

19 Kasım 2012 Pazartesi


   Veee single için geri sayım başladı!!!! Biz çok heyecanlıyız, bizimle aynı heyecanı paylaşan herkese çok teşekkür ediyoruz....

Aslı Gökyokuş Ankara'da!!!

Aslı Gökyokuş, Ankara'da!!!  28 Kasım Çarşamba Şeytan 
Tüyü Pub Live'da...

Single için geri sayım başladı!!!

Single'ın çıkmasına günler kaldı, son hazırlıklar sürüyor, ayrıntılar çok yakında!

11 Kasım 2012 Pazar

ASLI GÖKYOKUŞ,HAYAT MÜZİK PLATFORMU'NDA AHMET ERTEN'İN KONUĞU OL


Uzun sayılabilecek bir aranın ardından yeni albümünüzle bir kez daha dinleyici ile buluştunuz…’’Büyüdük’’ün hikayesini ve size hissettirdiklerini öğrenebilir miyiz?

''Büyüdük'' 3 şarkıdan oluşmasına rağmen 2 aylık bir stüdyo çalışması sonucunda ortaya çıktı. Hakuk Kurosman ve Yağmur Sarıgül'ün düzenlemelerde imzası var. Haluk'a ilk olarak aslında tamamen akustik bir albüm ya da yine akustik bir maxi single yapma fikriyle gitmiştim. Ancak daha sonra onunla da beraber bir üretim sürecimiz oldu ve projeyi bu şekilde şekillendirmeye karar verdik. Ancak hala akustik bir albüm yapma fikrim var.

''Müzik yapmak cesaret gerektiren bir iştir..''

Çok şarkılı büyük bir prodüksiyon yapmak yerine 3 şarkılık mini bir albüme imza atmayı tercih ettiniz.Şarkıları bir an önce paylaşmak için mi yoksa sektördeki albüm satışlarının gidişatı sebebiyle mi böyle bir yol seçtiniz?

Albümlerin satmadığı, dinleyiciyi bilinçlendiremediğimiz şu dönem hepimiz için bir geçiş süreci aslında. Her birimizin de kendimizi korumak adına bazı adımlar atması gerekiyor. Albüm çok emek isteyen, sizden ya da çalıştığınız plak şirketinden maddi ve manevi anlamda çok şey götüren bir süreçtir, aslında bir yerde de denemedir. Çünkü sonucunun ne olacağı belirsiz bir yol için varınızı yoğunuzu verirsiniz. Müzik yapmak, müzisyen olmak zaten cesaret gerektiren bir iştir, bu deliliğe girmek için bütün bu söylediğim bedelleri ödemeye hazır olmanız gerekir. Ben de müzik yapmanın hem keyfini ve ödülünü hem de bedelini yaşamış bir müzisyen olarak, dinleyiciyi ve kendimi daha fazla bekletmeden ama kendimi de maddi ve manevi anlamda daha fazla yıpratmadan ne yapabilirim dediğimde, maxi single çıkarmanın bu dönem için en uygun seçenek olduğuna karar verdim.

''Amacım,Aslı soundunun bir bütünlüğünün olması...''

‘’Büyüdük’’ Aslı diskografisinde nasıl bir yere sahip?Önceki albümlerden farkı ve özelliği nedir sizin için?

Aslında önemli bir fark, farklı bir ekiple çalışmış olmam. Bu elbette ki farklı bir tat katıyor yaptığınız işe. Grupların belli bir soundu vardır, çalan müzisyenler bellidir, ve farklı bir prodüktörle çalışsalar bile soundlarında o grubun tadını, o müzisyenin havasını hep alırsınız. Solo artist olmanın böyle bir dezavantajı vardır. Bu durumda artistin çalıştığı her yeni insana kendini ve müziğini iyi anlatabilmesi gerekir, aksi takdirde her bir yeni prodüktörle bambaşka bir kimliğe bürünebilir. Benim için kritik nokta bu idi. Bu konuda biraz dominant olmaya gayret gösterdim çünkü amacım her zaman küçük değişiklikler de olsa, farklı denemler de yapsam Aslı soundunun bir bütünlüğü olması. Şarkılara gelirsek 3 şarkı da aslında birbirinden oldukça farklı ancak söz olarak ortak bir bütünlüğe sahip. ''Sözler Tükendiğinde'' insanların benden duymaya alışkın olduğu yüksek tempolu ve enerjik bir şarkı iken ''Hayatın Anlamı'' son derece sakin ve dingin bir şarkı. Akustik gitarın yanında yaylı bir trio ve pianonun olduğu, yapmak istediğim akustik projenin ipuçlarının verildiği bir şarkı. ''Kırıp Döktüklerim'' de insanların benden duymayı daha çok sevdiğini gözlemlediğim duygusal şarkılarımın iyi bir örneği.

Solist kimliğiniz yanında kendi şarkılarınızın altına attığınız imzalarla da beğeni kazanmış bir isimsiniz.Bu kez şarkı sözlerinde ortak imzalar dikkat çekiyor..Eşiniz Erdal Yıldırım’ın da söz ve müzikleri albümde yer alıyor.Nasıl bir duygu eşinizle müzikal anlamda da bir şeylere üretmek,paylaşmak?

Evet öyle oldu. Erdal müziği iş olarak yapan profesyonel bir müzisyen değil ama müziğe birçok insandan daha aşık. Ortak üretebilmek güzel, onun ürettiklerine ses verip başka bir noktaya taşımak güzel, sanıyorum ilişkimizi bizim için besleyen ve özel kılan şeylerden biri de bu.
''Soyadı,insana kimlik kazandırır...''

Artık Aslı değil ‘’Aslı Gökyokuş’’ olarak yola devam etme kararı almışsınız..Neden böyle bir karar aldınız?

Senelerdir düşündüğüm bir adımdı aslında bu. Hatta ta ikinci albümden beri. Soyadı insana kimlik kazandırır, sizi diğer adaşlarınızdan ayırır. İsmim Aslı değil de çok daha az bilinen ya da kullanılan bir isim olsaydı buna ihtiyaç duymazdım ama bu kadar klasik bir Türk ismine sahip olunca bunun gereklilik olduğunu düşündüm. Senelerce ismimin yanında şarkı isimlerim ya da rockçı kimliğim yer aldı. Ama elbette ki insanlar beni Aslı olarak bildi tanıdı, ve görüyorum ki bana sadece Aslı olarak hitap etmeye devam etmek istiyorlar, bu geçiş sürecinde normal karşılıyorum, sonuçta ben 4. albüm itibari ile zor olan bir adım attım. İnsanların soyadıma alışıp alışmayacağını zaman içinde göreceğiz.

Albümün ilk klibini ‘’Kırık Döktüklerim’’ adlı şarkıya çektiniz…Çok duygusal ve hüzünlü sözleri olan bir şarkı..Klip de şarkının yoğunluğunu çok iyi yansıtmış..

Teşekkür ederim evet yoğun bir şarkı, üstünde düşündüren, dinledikten sonra öylece geçip gidemeyeceğiniz bir şarkı. En azından bana öyle hissettiriyor, umarım insanlar da sevmiştir, severler.
Dinleyiciler Aslı’nın konser takvimini nereden takip edebilirler? Canlı performansınızı izlemek isteyen müzik severlere duyuralım..
www.aslionline.com dan hem konser haberlerini hem de tv, radyo programı ya da dergi röportajları gibi haberleri takip edebilirler.

Son günlerde çok sayıda yeni prodüksiyon müzik marketlerde yerini aldı..Aslı’nın dikkatini çeken,arşivine kattığı ve bize önerebileceği albümleri öğrenebilir miyiz?

Henüz arşivime katmadım ama Teneke'nin yeni şarkısını çok beğendim umarım albümleri de beklediğim gibidir.

''Her yaptığını, düşünüğünü haber veren insanlardan değilim.Açıkçası bunu anlayamıyorum da..''

Facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde pek çok sanatçı aktif şekilde yer alıyor..Ve hayranlarıyla sıcak temasta bulunabiliyorlar..Sizin de dinleyicilerinizle bu tarz bir iletişimiz var mı?

www.twitter.com/asligokyokus, ancak ben bu tip sitelerde aktif olamıyorum, her yaptığını , her düşündüğünü haber veren insanlardan değilim, açıkcası bunu anlayamıyorum da, sadece ara sıra konser ya da tv programlarını haber verip, bazı arkadaşların sorularına cevap yazıyorum. Facebookta ise arkadaşlarıma açık, sadece onlarla paylaştığım özel bir sayfam var. Dinleyici arkadaşları da üzülerek reddetmek zorunda kalıyorum. Bazılarına da anlayış göstermelerini rica ettiğim mesajlar atıyorum. Ancak dinleyici arkadaşların açtığı çeşitli sayfalar var.

Son olarak Hayat Müzik Platformu takipçilerine neler söylemek istersiniz?

İlginiz için çok teşekkür ediyorum, herkese sevgi ve saygılar...


Röportaj:Ahmet Erten/Hayat Müzik/2010

25 Ekim 2012 Perşembe

Mutlu Yıllar Aslı Gökyokuş

Bugün günlerden Aslı Gökyokuş!
Küçük kız büyüdü şarkılar yazdı, söyledi, hepimizin kahramanı oldu....
12 yıl önce başlayan hikayeye tanıklık ettiğimiz her an On'u çok sevdik ve sevmeye de devam ediyoruz...
İyi ki doğdun Aslı, hep bizimle olman dileğiyle
Seni Çok Seviyoruz........


                                                                                         Aslı Gökyokuş Fan Club Ailesi....

22 Eylül 2012 Cumartesi

Aslı Gökyokuş der ki; Mix bitti, Pazartesi mastering. Klip için çalışmalar sürüyor, 10 gün içinde çekmeyi planlıyoruz. Şu an verebileceğim haberler bunlar:)

10 Eylül 2012 Pazartesi

Mutluluk Bu Olsa Gerek!

Aslı Gökyokuş bloğumuzla ilgili olarak;

Aslı Gökyokuş
elinize sağlık,çok hoş. Küçük kızla ilgili yazıyı okuyunca da duygulandığımı söyleyebilirim, utanırım ben böyle şeylerden:)

''Bu kız büyüdüğünde, birçok kişinin hayatını değiştireceğini, bir çok kişinin kahramanı olabileceğini kim bilebilirdi ki....
Aldığımız her nefese anlam katan, sesiyle hayatımıza renk katan, kahramanımız küçük Kız'ı çok seviyoruz... Hep beraber olmak dileğiyle.... ''

Aslı Gökyokuş, albüm öncesi single için stüdyoda...

On Soruda Aslı Gökyokuş


Berin Yavuzlar Kuraldışı Dergi için sordu

Aslı Gökyokuş en çok kimi kıskanır? Bu hayatta en son ne öğrendi? Korkularıyla nasıl baş ediyor? En büyük zaafı ne? Zaafıyla mücadele ediyor mu? Peki kadere inanıyor mu? Rock müziğin özel seslerinden Aslı Gökyokuş’la hayata, insan olmaya ve aşka dair…

1
Hayata dair en son ne öğrendiniz?

Aslında öğrenmek demeyelim de daha önce defalarca öğrendiğimiz bir şeyi yeniden hatırlamak diyebiliriz. Türkiye’de birçok kişi yaşadı bu duyguyu geçtiğimiz ay; o da Defne Joy Foster gibi genç, enerjik, tatlı bir kızın hayatının aniden sona ermesi ve bunun her insanın kendi özelinde aklına getirdiği gerçekler. Hepimiz hayatta birçok şeyi erteliyoruz. Bizi mutlu edecek birçok şeyi öteleyip bambaşka şeylere enerjimizi harcıyoruz. Ölümün herkese sıralı geleceği yanılgısına inanmak istiyoruz. Aslında hep böyle travmatik durumlarda kafamıza bir şeyler dank ediyor ama sonra hayatın karışıklığında bir süre sonra her şeye eski biz olarak devam ediyoruz. Benim için de aynı şey geçerli. Biliyorum ki bu olayın etkisiyle düşündüğüm ve daha hassas baktığım bazı şeyleri bir süre sonra unutacağım, unutacağız. ”Neresindeyim” şarkımda hayatın, kadınlığın, aşkın neresindeyim diye soruyordum. Aslımın neresindeyim? Ben var oldukça da çelişkilerim, sorgulayışım devam edecek.

2
Öfke, mutluluk, üzüntü… Hangi duyguyu, hangi koşullarda en yoğun yaşıyorsunuz?

Bunlardan birini daha çok yaşıyorsam, bu umarım mutluluktur. Bu duyguların hepsi dönemsel olarak, yaşananlara göre daha baskın hissettiğim duygular. ”Zamanın azaltamadığı, yumuşatamadığı şey yoktur” der Cicero. Acı zamanla katlanır mı yoksa azalır mı bilmiyorum ama hiçbir öfkenin aynı şiddette esmeyeceğine, muhakkak dineceğine, her mutluluktan sonra da bir üzüntünün geleceğine inanırım.

3
Kimi, neyi kıskanırsınız? Kıskanmak bir zayıflık göstergesi midir?

Her ne olursa olsun bir şeye standart üstü kabiliyeti olan insanları kıskanırım. Bir enstrümanı yaşayarak, çok çok iyi çalan bir müzisyeni ya da bir uçak, otomobil tasarımında çalışan, asla benim kafamın basmamış olduğu matematiksel hesapları yapıp mucizeler yaratan bir mühendisi ya da her şeyi bırakıp, zaman ve sorumluluk sorunu olmadan dünyayı bir yelkenliyle dolaşanları kıskanabilirim. Ama benim kıskançlık dediklerim için daha ziyade özenme ya da imrenme diyebiliriz. Kimsede gözüm olmaz benim. Onun dışında eşimi, yani sevdiğim insanı kıskanırım. Kıskançlığımı da saklamam, dile getiririm. Sevdiğin, değer verdiğin insanı kıskanmanın çok doğal, içgüdüsel bir duygu olduğunu düşünüyorum. Bunu bir zayıflık olarak da görmüyorum. Ama elbette bu sağlıksız, abartılı bir kıskançlıksa ve hayatınızı olumsuz etkiliyorsa; hem size, hem karşınızdakine; hem de ilişkinize büyük zarar verir. O zaman onun altında zayıflığınız ve kompleksleriniz de dâhil birçok sebep var demektir.

4
Hırs iyi midir? Ne verir, ne alır?

Hırs yerine azmi tercih ederim. Hırslı insanları sevmem, azimli olanlara saygı duyarım. Hırslı insan etrafına ve kendine zarar verir. Genelde de önünde hiçbir şeyi, hiç kimseyi tanımaz. Hırs belki hayatına bir şeyler verir ama insanlığından da muhakkak alır.

5
Korkularımız nasıl gelişiyor sizce? Siz korkularınızla nasıl baş ediyorsunuz?

Bence kesinlikle çocukluğumuzla bağlantılı. Kimsenin bu dünyaya özellikle korkusuz ya da korkak geldiğine inanmıyorum. Bunu yaşadıklarımız ve tecrübelerimiz sonucu biz oluşturuyoruz. Korku bizi ya da etrafımızı korumak içinse yararlı da olabilirken genellikle bizim kendi önümüze koyduğumuz en büyük engeldir. Ben korkularımla yüzleşmekten yana oldum hep, korkarak yaşayan insanlara da hep üzüldüm. Çünkü bence korkulardan kaçmak değil ki yaşamak.

6
En büyük zaafınız? İnsan zaafıyla mücadele edebilir mi ya da etmeli mi?

İnsan zaafıyla mücadele etmeli tabii. Ama edebilir mi? Bak işte o muallak. Ben genel olarak fazla dürüst bir insanım. Böyleleri en yakınlarını olduğu gibi kendilerini de oldukça fazla hırpalarlar dürüstlükleriyle. Dolayısıyla zaaflarım konusunda da oldukça gerçekçiyim. En büyük zaafım ne? Bu “enli” sorular beni hep yormuştur, cevap veremem hiç. Hayatta emek, zaman ve odak gerektiren bazı şeylere yeteri kadar zaman ve emek harcamazken bazı şeylere de haddinden fazla harcıyor olmam diyebiliriz.

7
Kadere inanır mısınız?

Hem duygusal hem de mesleki anlamda yolumuzu ne belirler bu hayatta? Kader dediğimiz şey seçtiğimiz yolların sonucu. Bu yolları seçeceğimiz önceden belli mi? Hiçbir fikrim yok. Ama ben kaderci bir insan olmadım hiç. İnsanın bazı sonuçları değiştirebileceğine inanırım. Ama iş ölüme gelince çoğu zaman değiştirebileceğimiz bir şey olmuyor. Şans önemlidir insan hayatında, bazen neredeyse herşeyi yaparız ama şansımız yoksa olmaz bir şekilde. Bu mesleki anlamda da duygusal anlamda da böyle.

8
Ruhunuza, kalbinize değen; sizi değiştiren insanlar var mı? Giderlerse boşluklarını nasıl dolduruyorsunuz?

Olmaz mı, var tabii. Kalbime değmiş olan ilişki yaşamış olduğum biri değilse, gitmesine asla izin vermem ki…

9
Peki sizin, ruhuna değdiğiniz insanlar var mı? Siz olmasanız hayatı çok farklı olacak insanlar?

Onun benim ruhuma değdiği gibi ben de eşimin ruhuna değmişimdir diye düşünüyorum. Bugün ikimizin de hayatı birlikte olmasak oldukça farklı olabilirdi. Birbirimize kattığımız çok şey var, biliyorum ki iyi yönde değiştik. Onun dışında bir isim vermek zor olur. Çünkü şunun hayatını değiştirdim, bunun ruhuna, kalbine değdim gibi kelimeler benim için çok iddialı. Sen zaten daha sorarken sen şimdi mütevazısın cevap vermezsin dedin, ben de seni yanıltmayacağım. Eğer müziğimle, sözlerimle dinleyicilerimin kalbine biraz olsun dokunabilmişsem ne mutlu bana. Yaptığım iş bana içimdekileri kâğıda döküp, onlara ses vererek; insanların ruhlarına, kalplerine dokunabilme şansı veriyor. Müziğin sihri de burada zaten!

10 “Kayıp…” Kayıp deyince Aslı’nın aklına, yüreğine ilk ne düşüyor?

İlk düşen şeyi paylaşmayacağım, bana özel kalmasını tercih ederim. Ama annemin ve babamın ailesinde verilmiş olan kayıplar beni hep çok etkilemiştir. En son da birkaç ay önce senelerdir göremediğimiz teyzemi tekrar görme ve hasret giderme şansımız olmadan kaybetmiş olmamız.

Aslı Büyüdü

Rock müziğin sevilen sesi Aslı, evlenmesine kısa süre kala müzik kariyerinde soyadını da kullanmaya başlayarak herkesi şaşırttı. Üç şarkılık bir maxi-single yayınlayan, önce soyadı olan Gökyokuş’u bu çalışmanın kapağına yazdırıp ardından ıtalya’da evlenen genç rock’çı ile “Büyüdük” adlı single’ını, aşkını ve sıkıntılarını konuştuk.



Büyümeniz için kaç albüm çıkarmanız gerekti?

- 33 yaşına geldim ve ilk albüm çıkalı 10 sene oldu. Bu süre içinde hem ben büyüdüm, hem de dinleyenlerim.

Hâlâ zıp zıp zıplıyor musunuz sahnede?

- Yeri geldiğinde evet. Sesime slow şarkılar yakıştırıyorlar ama ben insanlarla zıpladığımız şarkılardan daha çok keyif alıyorum.

Albüm yerine 3 şarkılık maxi-single tercih etmenizin sebebi ne?

- Uzun yıllar Kargo grubunun eski elemanı, benim de 15 senelik arkadaşım olan Serkan Çeliköz ile çalıştım, ama biliyorsun o Seattle’a yerleşti. şimdi Haluk Kurosman ve Yağmur Sarıgül’le yola devam ediyorum. Açıkçası önceleri başkalarıyla çalışmakta zorlandım. Çünkü kolay kolay kendimi emanet eden biri değilim. ıki çalışma arası üç sene olmasının bir nedeni de bu zaten.

Neden albüm değil single?

- Bu, piyasadaki değişim sürecine ve bu süreçte yaşananlara bir tepki. Gerçi önümüzdeki günlerde yeni şarkılar ve birkaç da eski parça kullanacağım akustik bir albüm projem var.

NEV KONSERİNDE TANIŞMIŞTIK

Neden 10 yıl sonra adınızın sonuna soyadınızı eklediniz, hem de evlenmişken?

- Öyle denk geldi aslında, çünkü ben albümü çıkardıktan sonra evlendik. ılk albümü yaptığımda 22 yaşındaydım. Soyadım çok uzun olduğundan insanların unutabileceği endişesiyle sadece Aslı olarak çıkmıştım. Sadece ismimi kullanınca da adımın önüne “rock&’çı” sıfatı yakıştırıldı. Sıfatlardan kurtulmak istedim. Aslında daha önce bunu yapmak istemiştim ama plak şirketim sıcak bakmamıştı. Artık kendi işimin sahibiyim ve kimseye danışmam gerekmediğinden Aslı Gökyokuş olarak çıkabiliyorum. Aslında evlendikten sonra Aslı Gökyokuş Yıldırım oldum.

Erdal Yıldırım ile evlendiniz. Ve albümde birlikte yaptığınız iki şarkı bulunuyor.

- Evet... Erdal müziğe lise yıllarında başlamış. Bu işi profesyonel olarak yapmıyor ama müziğe gerçekten aşık. Bir müzisyenle aynı evde olmak onu tetikledi. Bu benim açımdan da şans, çünkü evde benimle birlikte üretebilen ve beni besleyen biri var.

Evlilik için İtalya’daki Como Gölü’nü seçmenizin özel bir nedeni var mıydı?

- İtalya’yı ikimiz de çok seviyoruz. Mümkün oldukça farklı bölgelerini görmeye gidiyoruz ve her seferinde o ülkeye daha çok hayran oluyoruz. Como’yu merak ediyorduk zaten... Nikah yeri de ya Como ya Toscana olacaktı. Bence insanlar evlenirken başkalarına göre hareket ediyor. Biz ise kendimiz mutlu olacağımız şekilde bir düğün yapmak istedik. En yakınlarımız bizimle olsun istedik. 50 kişiydik, inanılmaz güzel ve sıcaktı. Nev de bizimleydi, törende bizimle birlikte şarkı söyledi.

Nev sizin çöpçatanınız mıydı?

- Erdal’ın ve benim çok yakın arkadaşım. Biz onun sahnesi sırasında tanıştık. Öyle bir çöpçatanlık durumu olmadı tabii. Konseri vesile oldu diyelim. Dolayısıyla düğünümüzde de o şarkı söylesin istedik.

EVLENMEDEN ÖNCE DE KENDİMİ BEKAR GİBİ HİSSETMİYORDUM

Evlilik fikri ya da bir deftere imza atmak gözünüzü korkuttu mu?

- Hayır. Ben evlenmeden önce kendimi bekar gibi hissetmiyordum ki, evlendikten sonra evli gibi hissedeyim. O imza göz korkutmuyor dolayısıyla... Tören de bizi çok mutlu eden bir olayı sevdiklerimizle kutlamamız için vesile oldu, hepsi bu...

Single, evlilik... şimdi sıra çocukta mı?

- Çocuk kolay büyüyen bir şey değil ve ben özgürlüğüme düşkünüm. Sevdiğim şeyi istediğim zaman yapabilmeliyim. Anne-baba olmak biraz saplantılı bir durum. Herkes kendi çocuğunu dünyanın en güzel çocuğu olarak görüyor. Demek ki hastalıklı bir duygu bu (gülüyor). 


Hayatın Anlamı


Kısacık anlarda hayatın anlamı
Küçücük şeyler aslında çok büyük
Yanlış zamanlarda yanlış sularda
Yitip gidenler aslında çok büyük
Yeniden başlasam, bıkıp usanmasam
Hep aynı yollarda, bambaşka yol alsam
Doğarsın, küçük, masum, tertemiz
Büyürsün nasıl değiştin bilmeden
Bakarsın yaşlısın, bilge değil
Bir hayat akmış elinden
Kısacık anlarda hayatın anlamı
Küçücük şeyler aslında çok büyük
Yanlış insanlarla, yanlış aşklarla
Yitip gidenler aslında çok büyük

Söz - Müzik: Erdal Yıldırım
Düzenleme: Haluk Kurosman
Piyano: Haluk Kurosman
Gitarlar: Özer Dönerkaya
Bas Gitar: Cem Bahtiyar
Keman: Alihan Zeytinci
Viola: Burak Kayan
Viyolonsel: Taylan Aygar

Sözler Tükendiğinde


Savaşmaktan yoruldum seninle
Yoksa her aşk savaş mı özünde?
Kuru sıkı kurşunlarla
Vurulmak mı sevince?
Hayat bazen hayal kaldırmaz
Zorlamakla hayat kurulmaz
Bırakınca her şeyi zamana
Su yolunu bulur mu sonunda?
Konuş benimle
Kaçma böyle
Sözler tükendiğinde aşk,
Tutunamaz kalpte
Ruhlar susup silindiğinde
Saklı olan bilindiğinde
Sözler tükendiğinde aşk,
Tutunamaz kalpte
İçimden bir değil bin can gitti
Yıllanır mı acı zamanla
Geçmişin kamburu sırtımda
Artık bana taşıtma
Hayat bazen hayal kaldırmaz
Zorlamakla hayat kurulmaz
Bırakınca her şeyi zamana
Su yolunu bulur mu sonunda?

Söz: Aslı Gökyokuş
Müzik: Aslı Gökyokuş - Haluk Kurosman
Düzenleme: Haluk Kurosman - Yağmur Sarıgül
Akustik ve Elektrik Gitarlar: Özer Dönerkaya
Elektrik Gitarlar: Selim Öztunç
Bas Gitar: Cem Bahtiyar
Davullar: Kaan Alptekin
Keman: Alihan Zeytinci
Viola: Burak Kayan
Viyolonsel: Taylan Aygar

Kırıp Döktüklerim


Yorgunum gücüm tükenmiş
Sesim az, ellerim çaresiz
Sen hiç benim gibi düştün mü?
Yüreğimde gece bitmemiş
Yolum dar, yağmurum kar benim
Sen hiç hayattayken öldün mü?
Umutsuzluk biriktirdim
Küçük küçük kumbaramda
Bak, hayallerim bile başka hayallerden bozma
Karanlık odamda, önümde yanlışlarla
Pişmanım, ne yer ne de gök farkında
Solumda, sağımda, kırıp döktüklerim her yanımda
Büyüdüm, düşlerim küçüldü
Suçum yok, cezam bitmez benim
Sen hiç kendine hapsoldun mu?
Çocuktu eskiden ellerim
Dokundum, değişti sözlerim
Sen hiç sabahlardan korktun mu?

Söz: Aslı Gökyokuş - Erdal Yıldırım
Müzik: Aslı Gökyokuş - Haluk Kurosman
Düzenleme: Haluk Kurosman - Yağmur Sarıgül
Akustik ve Elektrik Gitarlar: Özer Dönerkaya
Bas Gitar: Cem Bahtiyar
Ud: Güç Güle
Davullar: Kaan Alptekin

Büyüdük Albüm Bilgileri


Bas Gitar: Cem Bahtiyar
Davul: Kaan Alptekin
Elektrik ve akustik gitarlar: Özer Dönerkaya
Elektrik Gitar: Selim Öztunç
Piyano: Haluk Kurosman
Keman: Alihan Zeytinci
Viola: Burak Kayan
Viyolonsel: Taylan Aygar

Aslı Ve Rock


* Gençlerin rock müziğe olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnsanlar değişik ve kaliteli şeyler duymak istiyor. Yeni dönem Türk rokçıları artmaya başladı ve başarılı işler ortaya çıktı. Gençler de kendilerine hitap ve kendilerine hitap eden bu müzik türünü sevdi.

* Peki siz göreceğiniz ilgiden emin olarak mı müziğe başladınız? Bir şey beklemeden bir işe giremezsiniz. Benim kısa bir yolum olmadı. Profesyonel olarak yedi senedir bu piyasanın içindeyim. İnsanların beni dinleyip, konserlerime gelmesinden çok mutluyum. Kendime güveniyorum, kendimi sürekli geliştiriyorum. Bugüne kadar yaptığım işlerden daha iyisini yapmayı istiyorum.

* Sizce Türkiye'de rock müzik hak ettiği yerde mi? Türkiye'de rock müziğin arabesk ve pop gibi popüler olacağını sanmıyorum. Gençler bizi çok destekliyor ama rockçıların albümleri, İsmail YK ve Yıldız Tilbe'nin satışlarına ulaşamıyor.

* Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz? 10 sene önce hayal ederdim, ayaklarım yere basınca daha fazla bilinçlenmeye başladım. Çok basit bir iş olmadığını gördüm. Sertab ve Tarkan'ın denemeleri oldu ancak bunlar da bir noktada kaldı. Türkiye'den şu ana kadar dünyaya açılmış bir sanatçı yok. Gönlüm 'neden ilk sen olmayasın?' diyor. Yurtdışında konser vermek ve oradaki insanlarla da buluşmak istiyorum.

* Ajda Pekkan'ın 'O Benim Dünyam' şarkısının rock versiyonunu albümünüze koymak istediğiniz, ancak Pekkan'dan olumsuz cevap aldığınız söylendi... Evet, bunlar yazıldı ancak böyle bir şey olmadı. Şarkının orjinali yabancıdır. Plak şirketim besteciyle iletişime geçti. 'Kullanabilirsiniz ama başka parçayla birleştiremezsiniz' dediler. Bunun sonucunda da parçayı almak istemedim ve söz yazarına gitmedik.

* Şarkıcıların albümlerini çıkartırken polemiklere karışmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bazı insanlar bu şekilde ortada olmaktan hoşlanıyor. Yaptıkları işlerden çok, polekmikleriyle gündemde olmaları beni rahatsız ediyor. Gerçekten yaptıkları müzikle var olmak isteyenler ise geri planda duruyor. İşinizle ilgili yaptığınız bir şey, başkasının eteğinin açık olması haberinden daha az yer alıyor. Ancak ben zoru seviyorum, o insanlar ise kolay olanı tercih ediyorlar.

* Adınız bir süre önce Koray Candemir ile aşk dedikodularına karışmıştı... Ben bu haberlere gülüyorum. Koray benim çok eski bir arkadaşım. Biz çok sık beraber dışarı çıkıyorduk. Bu haberleri çıkartanlar da benim gerçek sevgilimi biliyorlardı. Belki de bizi yakıştırdıkları için böyle bir şey yazmış olabilirler. Bu haberler yüzünden gece hayatından uzaklaştım. Artık çok az dışarı çıkıyorum.

* Önümüzdeki günlerde hangi projelerde olacaksınız? Ben iyi yaptığım işi yapmayı seviyorum ve albümlerime yoğunlaşıyorum. Ama hayat ne gösterir bilemem; belki oyunculuğu da düşünebilirim. Bir işi yapabilmem için önce yapabileceğime inanmam gerekir. Eğitim almak bir iş için çok önemlidir ama yeteneksiz eğitimin bir işe yaramayacağını düşünüyorum.

* Yeni albüm olacak mı? Bence insanların albümlerinin arasında en az 2 yıl olmalı. Böylece üretmek için zaman bulabilirler. Ancak artık çok fazla tüketim var. Bu nedenle insanlar sürekli ortalıkta olmak istiyor. Bunu yapanlar kazanıyor ama çoğu sürekli kendini tekrarlıyor. Ben bunları yapmayan azınlıktan biriyim.

* 'Yardımcı Olmuyor' şarkımda anlatılan gerçek bir hikayedir. Bir ayrılık sonrası yazdım ve ne yaşadıysam kağıda aktardım. Bu şarkıyı yazdıran ilişkiden bende hiçbir iz kalmadı. Çünkü artık çok düzgün giden bir beraberliğim var. Yaşadığım o aşkı sadece güzel bir anı olarak hatırlıyorum.

* Sevgilimle üç yıldır birlikteyiz. Amatör olarak müzikle ilgileniyor. 'Uykumda Gel' ve 'Dünya Durulmadan' şarkılarının sözlerini onunla birlikte yazdık. Ciddi bir müzik tutkunu ve beni çok destekliyor.

* Yakın zamanda evliliği düşünmüyoruz. Hayat bizi nereye götürürse biz de oraya gideceğiz. Ancak hayatın ne getireceği de belli olmaz. İleride bu konuya da bakacağız.

Sabah Gazetesi - 04 Mart 2008

Aslı - 2008


Öncelikle "Neresindeyim" den "Söylediğim Şarkılarda Saklı" ya kadar geçen süreci kısaca özetlermisiniz?

Valla bu tam 7 senelik bir süreç,dolayısıyla özetlemesi de hayli güç.İlk albümle çok güzel bir başlangıç yaptım,3 klip çektik,2004 yılında ''Su Gibi '' albümü çıktı.Çok güzel konserler ve 3 klip ardından ''Söylediğim Şarkılarda Saklı'' için çalışmaya başladım.Geçen Nisan ayında da bu albüm yayınlandı.

İlk albüm "Neresindeyim" Kargo grubundan iki önemli müzisyen prodüktörlüğünde hazırlandı ve o dönem için gayet olumlu tepkiler aldı. Hedeflenen başarı yakalandımı o dönem için?

O albümle çok güzel tepkiler aldım,herkesin benden beklentisi de büyüktü aslında.Güzel konserler verdik,sadece terslikler biraz peşimi bırakmadı diyebilirim.Ses tellerimden küçük bir operasyon geçirmek zorunda kaldım,tam albümü tanıtmam gereken bir dönemde birkaç ay şarkı söyleyemedim.Sonra da plak şirketimle yaşadığım fikir ayrılıklarından dolayı ikinci albümün çıkması hayli gecikti.Ama baktığınızda bugün beni sevenler için hala ilk albümüm çok özeldir.Aradan zaman geçince elbette bazı eksiklikler görülüyor,şunu şöyle yapsaydım diyorsunuz ama Neresindeyim bütününde özüyle,gerçekliğiyle,naifliğiyle çok güzel bir albümdür benim için.

"Su Gibi" albümünde birçok değişik sound vardı, yine alternatif denebilecek albümde gitarlar ilk albümdeki kadar ön planda olmasada yinede beğeni topladı. 3 albümdede Serkan Çeliköz imzası olmasına rağmen sound olarak farklılıklar gözlemleniyor. Bu bir arayış mı yoksa farklı olması mıydı amaç zaten?

Arayış değil kesinlikle.''Su Gibi'' albümü rahat bir çalışma dönemi ardından çıkarabildiğimiz bir albüm olmadı.Hem şarkılar bizi biraz çeşitliliğe doğru götürdü hem de plak şirketinden albümün ilk albümden daha soft olması gerektiğiyle ilgili bir baskı vardı.Halbuki bence ilk albüm de sert bir albüm değildi:) Müziğinize bir müdahale hissetmek benim gibi ne istediğini yapmak konusunda net olan ve aslında bu anlamda biraz da dominant olan bir müzisyen ,bir insan için kolay olmadı.

Her sanatçı için örnek aldığı veya müzikal anlamda esinlendiği önemli sanatçı ve gruplar olmuştur. Sizin için böyle isimler var mı? Eğer varsa etkilendiğiniz gruplar veya sanatçılar hangileridir?

Ben de elbette bir sürü ismi dinleyerek,severek büyüdüm dolayısıyla bilinçli olarak olmasa da dinlediğim müzikten etkilenmiş olmam kaçınılmazdır. 80ler ve 90ların ilk yarısında çok fazla dinlediğim glam gruplarından özellikle vokal tekniği olarak etkilendim diye düşünüyorum.Ama daha sonra tabi ki kendinizi buluyorsunuz,ürettikçe kendi tarzınızı da geliştiriyorsunuz.

Klipler bir sanatçının ve albümün tanıtımı için önemli bir etken. Sizin kliplerinizinde hep beğeni toplayan çalışmalar. Bu konuda seçici misiniz? Kliplerde etkileyicilik için ayrı bir yoğun çalışma içerisine girdiğiniz oluyormu yoksa bu beğeni zaten şarkıların kalitesinden kaynaklanıyor olabilir mi?

Şarkıların etkisi var ama kötü bir kliple şarkının etkisini azaltabilir, iyi bir kliple de yükseltebilirsiniz.Bizler dünya piyasasına oranla Türkiye'de çok daha az bütçelerle iyi işler çıkarmaya çalışıyoruz.Ben çalıştığım yönetmenler konusunda seçiciyim.Bir de hiçbir zaman işi sadece yönetmenin eline bırakmam,elbette teknik anlamda işin sorumlusu yönetmendir,ancak ben her detayla da ilgilenmeye çalışırım.Bugüne kadar 9 video klip çektik,geçen hafta ''Gitmiş Gibisin''e çekildi yeni klip.Şimdiye kadar sonucundan memnun olmadığım 2 klibim var,onlar da bana kalsın : )

Korsan sektörünün müziğin kalitesini olumsuz etkilediği ortada. Çünkü bir albümün hazırlanması aşamasındaki masraflar kalite ile doğru orantılı ve bu masrafların karşılığı alınamayınca belkide uluslararası anlamda ses getirecek büyük prodüksüyonlar oluşamıyor bir türlü ülkemizde. Sizin görüşleriniz nelerdir bir sanatçı olarak bu konuda? Neler yapılabilir sizce?

Korsan,mp3 bunlar şu an için çok büyük problem. Albüm satışları neredeyse yok. Buradan bu sektörün dönmesi imkansız hale geldi.Durum böyleyken de zaten prodüksiyon bütçelerinde her zaman sanatçıyı zorlayan müzik şirketleri değil bir bütçe ayırmak hazır prodüksiyonlar peşinde koşmaya başladılar.Ayrıca menajerlik olarak da pay sahibi olmak istiyorlar.Sanatçılar da yavaş yavaş kendi albümlerini kendileri çıkarma yoluna doğru gitmeye başlıyorlar.Şu durumda yurtdışından biri sizi keşfedip,fırsat vermedikçe yurt dışına açılmayı hayli zor görüyorum.

Ülkemizdeki Rock kültürü hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Birçok uluslararası festival'de yapıldı bu sene. Gereken kalite'ye ulaşabildimi Rock piyasası ülkemizde?

Son 10 seneyi düşünürsek,büyük bir gelişme var.Geçen zaman içinde çeşitlilik de kalite de artmaya başladı.Tabi ki bunların içinde çok amatör işler de var ama ne kadar çok iş çıkarsa,rock müziğin ülkemizde kabul görmesi ve gelişmesi de o kadar hızlı olur diye düşünüyorum.Uluslararası festivallerin yapılıyor olması hepimiz için bir artı.Dinleyici açısından da sevdikleri ve dinledikleri yerli ve yabancı sanatçıları aynı sahnede izleyebilmek büyük bir keyif olsa gerek.Belki bu festivaller sayesinde bizlerin de yurt dışındaki festivallerde yer alma imkanımız da olabilir.Ancak elbette ki şunu da kabul etmek gerekir ki Türkiye'de rock dinleyen ve seven insan sayısı gene de nüfusa oranla oldukça az.

Son dönemlerde birçok sanatçı ve grup müzik piyasasına dahil oldu ülkemizde. Ama genelde hep aynı tür müzik yapıldığı ve grupların birbirlerine çok benzediği veya başka ünlü bir grubu taklit ettiği gibi eleştiriler alıyor. Genç müzisyenler için görüşleriniz nelerdir? Yeterince kaliteli müzik yaptığını düşündüğünüz genç müzisyenler var mı son dönemlerde?

Bazılarını çok beğeniyorum, bazılarının yaptığı müzikten ise herhalde ben birşey anlamıyorum diye düşünüyorum:) Ben aslında dinleyiciyi çok önyargılı buluyorum.Hemen her duydukları şarkıyı bir başka şarkıya benzetmeye çalışıyorlar,nota sayısının ve varyasyonlarının sınırlı olduğu gerçeğini unutuyorlar. Elbette baştan sona kadar şarkı benziyorsa eleştirebilirsiniz ama toplam 2 ölçü bile sürmeyen bir bölüme şuna benziyor denmesinin haksızlık olduğunu düşünüyorum.Müzik türüne gelince müzisyenlerin etkilendiği akımlar ,türler vardır,onları üretme sürecine kadar besleyen şeyler.Yaptığımız müzik de batı bazlı bir müzik olduğuna ve bunu biz keşfetmediğimize göre elbette birilerine benzeyebilir.Önemli olan zaman içinde kendi tarzınızı iyice oturtabilmektir.Bizlerin yaptığı bir çeşit mix aslında.İçinde az da olsa doğu öğeleri bulunan batı kaynaklı bir müzik.İçimizden bazılarında bu doğu etkisini daha çok, bazılarında ise daha az görebiliyoruz.

Bundan sonraki uzun vadede olan projeleriniz nelerdir? Kısaca bunlara değinir misiniz?

Uzun vadede demeyeyim ama kısa vadede akustik bir albüm çıkarma gibi bir düşüncem var,henüz ayrıntılarını oluşturmadım ama içinde hem yeni şarkıların olduğu hem de daha önce kliplendirme fırsatı bulamadığım,hem benim hem dinleyicinin çok sevdiği şarkılarımın akustik yorumlarından oluşan bir albüm yapmak istiyorum.Bu fikre gelmemin en büyük sebebi ise Türkiye'de bir türlü verdiğimiz konser mekanlarında özellikle barlarda iyi soundlar yakalayamıyor olmamız.İşini iyi yapan ton maister sayısı gerçekten az,mekanlarsa aslolan şeyin müzik olduğunu unutup ona yatırım yapmıyorlar,biz de çıkıyoruz,performansımızı sergiliyoruz ama büyük konserler dışında ne sahne içinde ne sahne dışında çıkan sesten memnun olmuyoruz.O zaman istediğiniz kadar iyi şarkıcı,iyi müzisyen olun seyirci sizi gerçek halinizle algılayamıyor.Ben sahne içinde bu sorunu ortadan kaldırmak için kulaklık monitörü kullanmaya başladım,böylece herşeyi duymak istediğim kadar ve tek tek duyabiliyorum.Bu beni sahnede inanılmaz rahatlattı,çünkü duymadan çalmak ya da söylemek bir müzisyen için bir zulüm:)Ama bu seyirciye giden ses için bir çözüm değil elbette.Bu yüzden akustik bir albümde yalın bir müzkle sesimin bileşimi fikri şu an için bana hoş geliyor.Bir de önümüzdeki en yeni plan yeni klip.Gitmiş Gibisin'e çektik,Ocak sonu da yayınlanmaya başlayacak.

Rockdream - 10 Ocak 2008

Rock'ın Asi Kızı Aslı Sert Döndü


Keşf-i Alem, Ölüm Kapımı Çalmasa Da ve Kördüğüm gibi şarkılarıyla tanınan rock müziğinin âsi kızı Aslı, üç yıllık bir aradan sonra sert sound’lu yeni albümü “Söylediğim Şarkılarda Saklı” ile geri döndü. Bu albümle tarzını oturttuğunu anlatan Aslı, daha dinamik ve grup sound’unda şarkılar hazırladığını söylüyor

Öğretmen bir anne babanın kızı olan Aslı daha ilkokul yıllarında rock müzik dinlemeye başlamış. Bon Jovi en hayran olduğu müzisyenmiş. Lise yıllarında ise arkadaşlarıyla birlikte Phoenix grubunu kurmuş. Lise bitince de grubun ismini Mary Jane olarak değiştirerek barlarda şarkı söylemişler. O yıllarda rock müzik yapan gruplar ne bu kadar popülermiş ne de konserler veriyorlarmış. O nedenle Aslı kendini garantiye almak için Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okumuş. Ama müzik yapmadan yaşamayacağını anlayınca 2000 yılında ilk albümü “Neresindeyim”i çıkarmış. Daha sonra “Su Gibi” albümünü çıkaran Aslı, müzik şirketini değiştirdiği için üçüncü albümü “Söylediğim Şarkılarda Saklı”yı ancak geçtiğimiz günlerde çıkarabildi. Aslı’yla buluştuk müziğini ve özel hayatını konuştuk.

Söylediğin şarkılarda ne saklı?
Kendini şarkı söyleyerek, yazarak ve besteleyerek ifade eden biriyim. Yakınımda olan kişilere bile söyleyemediğim şeyleri hiç çekinmeden şarkıya dökebiliyorum. Bazı şarkılarımda arkadaşlarım “Aaa biz bu olayı seninle yaşamıştık” diyor. Ama şarkılarımı beni hiç tanımayan insanlara sunuyorum. Hayatlarımız ne kadar farklı olsa da duygularımız benzer olduğu için dinleyicilerle aramızda bağ oluşuyor. Hayatımla ilgili her şey söylediğim şarkılarda saklı.

Şarkılarının söz ve müzikleri sana ait. Ne yaşarsan bunu başarıyorsun?
Bunun bir formülü yok. Ama benim daha üretken olduğum dönemler üzüldüğüm, sinirlendiğim, aşk acısı çektiğim zamanlardır. Çünkü mutluyken söz yazamam. Bazen her şey o kadar kötü gidiyor ki en çok şarkıyı o zamanlar yapıyorum.
O zaman sana mutluluk pek yaramıyor diyebiliriz...
Arkadaşlarım sevgilime “Ya şu kızı bir hafta bırak, kavga edin. Sorun çıkar da üretsin. Sonra yine barışırsınız” diyor. Şarkı üretmek için hayatla bir derdinin olması lazım ve muhalif olman gerekli.

Senin hayatla derdin ne?
Lisedeki Aslı için “Asi, muhalif, feministtir” derler. O zaman bu tanımlamalara çok kızardım. Aslı yanlış olan çok şeye karşı. Yanlış giden şeylere karşı susmadım ve agresif oldum. Hayatla şu derdim var diyemem. Ama dönemsel dertlerim var.

Bu albümün diğerlerine göre daha sert bir albüm olmuş. Sen nasıl tanımlıyorsun?
Aslında pop rock yapıyorum. Çünkü dünyada algılandığı şekli bu. Bu albüm ise daha enerjik, modern, altyapısı çok güçlü. Dinlediğinizde bir solo değil de bir grupmuş gibi hissediyorsunuz.

Türkiye’de rock müzik popülerleşti mi?
15 sene önce Türkiye böyle bir müziğe hazır değildi. Türk rock müziğinin önünü açanlar da Kargo, Özlem Tekin, Şebnem Ferah ve Teoman’dır. Çok hızlı bir gelişim sağlandı. Ama şöyle bir gerçek var. Rock müzik Türkiye’de hiçbir zaman pop, arabesk ve halk müziği kadar popüler olmayacak.

Maçlarda erkek gibi olurum
Beşiktaş’ta doğan Aslı aynı zamanda koyu bir Beşiktaş taraftarı. Çocukluğundan beri ailece Beşiktaş’ın antrenmanlarına ve maçlarına giden Aslı futbolun kendisi için çok önemli olduğunu söylüyor. Aslı, “Kendimi bildim bileli biz ailece Beşiktaş maçlarına gideriz. Maçların olduğu günler hayatla bağlantımı koparıp maça odaklanırım. Bugüne kadar hiçbir erkek arkadaşım benim gibi maç sever olmadı. O nedenle maç nedeniyle kız erkek pozisyonlarını değiştirdik. Evde maç izleyen, eve Lig TV aldırtan ya da hafta sonları maça giden kişi benim. Tüm programlar benim maç saatlerime göre ayarlanıyor” diyor. Üç yıllık bir beraberliği olan Aslı’nın sevgilisi müzisyen değilmiş ama Aslı’ya göre birçok müzisyene taş çıkartırmış. Sevgilisinin kim olduğunu ise Aslı söylemiyor ve “Gizlim saklım yok ama benim sevgilim şu işi yapıyor ve adı bu demek bana yakışmaz” diye bir açıklama getiriyor duruma.

Vatan Gazetesi - 10 Mayıs 2007

Rock Hiçbir Zaman Popüler Olmayacak


Rockçı Aslı, gençlerden gördüğü ilgiden memnun olduğunu söyledi ve ekledi: Gençler bizi çok destekliyor ama rockçıların albümleri, İsmail YK ve Yıldız Tilbe’nin satışlarına ulaşamıyor!..

Rock müziğin sevilen sesi Aslı, ‘Yardımcı Olmuyor’ adlı şarkısına çektiği kliple adından söz ettiriyor. Yaşadığı aşk acısını bu şarkıya aktardığını anlatan Aslı, “O günlerin acısını bu şekilde unuttum. Şimdi sevgilimle çok mutluyum” diyor. Rock’ın hiçbir zaman arabesk ya da pop gibi ‘çok dinlenen’ bir müzik türü olamayacağını söyleyen Aslı’yla müzik ve aşk üzerine konuştuk.

* Gençlerin rock müziğe olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnsanlar değişik ve kaliteli şeyler duymak istiyor. Yeni dönem Türk rokçıları artmaya başladı ve başarılı işler ortaya çıktı. Gençler de kendilerine hitap ve kendilerine hitap eden bu müzik türünü sevdi.


* Peki siz göreceğiniz ilgiden emin olarak mı müziğe başladınız? Bir şey beklemeden bir işe giremezsiniz. Benim kısa bir yolum olmadı. Profesyonel olarak yedi senedir bu piyasanın içindeyim. İnsanların beni dinleyip, konserlerime gelmesinden çok mutluyum. Kendime güveniyorum, kendimi sürekli geliştiriyorum. Bugüne kadar yaptığım işlerden daha iyisini yapmayı istiyorum.

* Sizce Türkiye’de rock müzik hak ettiği yerde mi? Türkiye’de rock müziğin arabesk ve pop gibi popüler olacağını sanmıyorum. Gençler bizi çok destekliyor ama rockçıların albümleri, İsmail YK ve Yıldız Tilbe’nin satışlarına ulaşamıyor.

DÜNYAYA AÇILAN YOK

* Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz? 10 sene önce hayal ederdim, ayaklarım yere basınca daha fazla bilinçlenmeye başladım. Çok basit bir iş olmadığını gördüm. Sertab ve Tarkan’ın denemeleri oldu ancak bunlar da bir noktada kaldı. Türkiye’den şu ana kadar dünyaya açılmış bir sanatçı yok. Gönlüm ‘neden ilk sen olmayasın?’ diyor. Yurtdışında konser vermek ve oradaki insanlarla da buluşmak istiyorum.

* Ajda Pekkan’ın ‘O Benim Dünyam’ şarkısının rock versiyonunu albümünüze koymak istediğiniz, ancak Pekkan’dan olumsuz cevap aldığınız söylendi… Evet, bunlar yazıldı ancak böyle bir şey olmadı. Şarkının orjinali yabancıdır. Plak şirketim besteciyle iletişime geçti. ‘Kullanabilirsiniz ama başka parçayla birleştiremezsiniz’ dediler. Bunun sonucunda da parçayı almak istemedim ve söz yazarına gitmedik.

KORAY ESKİ DOSTUM

* Şarkıcıların albümlerini çıkartırken polemiklere karışmasını nasıl karşılıyorsunuz? Bazı insanlar bu şekilde ortada olmaktan hoşlanıyor. Yaptıkları işlerden çok, polekmikleriyle gündemde olmaları beni rahatsız ediyor. Gerçekten yaptıkları müzikle var olmak isteyenler ise geri planda duruyor. İşinizle ilgili yaptığınız bir şey, başkasının eteğinin açık olması haberinden daha az yer alıyor. Ancak ben zoru seviyorum, o insanlar ise kolay olanı tercih ediyorlar.

* Adınız bir süre önce Koray Candemir ile aşk dedikodularına karışmıştı… Ben bu haberlere gülüyorum. Koray benim çok eski bir arkadaşım. Biz çok sık beraber dışarı çıkıyorduk. Bu haberleri çıkartanlar da benim gerçek sevgilimi biliyorlardı. Belki de bizi yakıştırdıkları için böyle bir şey yazmış olabilirler. Bu haberler yüzünden gece hayatından uzaklaştım. Artık çok az dışarı çıkıyorum.

* Önümüzdeki günlerde hangi projelerde olacaksınız? Ben iyi yaptığım işi yapmayı seviyorum ve albümlerime yoğunlaşıyorum. Ama hayat ne gösterir bilemem; belki oyunculuğu da düşünebilirim. Bir işi yapabilmem için önce yapabileceğime inanmam gerekir. Eğitim almak bir iş için çok önemlidir ama yeteneksiz eğitimin bir işe yaramayacağını düşünüyorum.

* Yeni albüm olacak mı? Bence insanların albümlerinin arasında en az 2 yıl olmalı. Böylece üretmek için zaman bulabilirler. Ancak artık çok fazla tüketim var. Bu nedenle insanlar sürekli ortalıkta olmak istiyor. Bunu yapanlar kazanıyor ama çoğu sürekli kendini tekrarlıyor. Ben bunları yapmayan azınlıktan biriyim.

Hayat nereye götürürse


* ‘Yardımcı Olmuyor’ şarkımda anlatılan gerçek bir hikayedir. Bir ayrılık sonrası yazdım ve ne yaşadıysam kağıda aktardım. Bu şarkıyı yazdıran ilişkiden bende hiçbir iz kalmadı. Çünkü artık çok düzgün giden bir beraberliğim var. Yaşadığım o aşkı sadece güzel bir anı olarak hatırlıyorum.

* Sevgilimle üç yıldır birlikteyiz. Amatör olarak müzikle ilgileniyor. ‘Uykumda Gel’ ve ‘Dünya Durulmadan’ şarkılarının sözlerini onunla birlikte yazdık. Ciddi bir müzik tutkunu ve beni çok destekliyor.

* Yakın zamanda evliliği düşünmüyoruz. Hayat bizi nereye götürürse biz de oraya gideceğiz. Ancak hayatın ne getireceği de belli olmaz. İleride bu konuya da bakacağız.

Günaydın Gazetesi - 31 Ekim 2007

Rock'çı Aslı'nın Dansı Geldi!


Rock'çı Aslı yeni albümü 'Söylediğim Şarkılarda Saklı'nın öncekilere göre daha sert ve enerjik olduğunu söylüyor. Aslı 'Baştan beri solo sanatçı olsam da grup sound'u yakalamak istedim hep. Ama bunu yapabildiğim albüm bu oldu' diyor

Türk rock sahnesinin önemli kadın vokallerinden biri Aslı. Yedi yıldır müzik piyasasında. Üçüncü albümü 'Söylediğim Şarkılarda Saklı'yı NR1 Müzik'ten çıkardı. Yeni videosu 'Dans Etmeye İhtiyacım Var' müzik kanllarında dönmeye başladı. Video kalitesinden de diğer şarkıların arasından hemen sıyrılıyor. Söyleşi için Kalamış'ta buluştuk Aslı'yla. Köprü trafiği nedeniyle geciksek de hiç surat asmadı. Açık olalım; öyle görünmese de aslında çok cana yakın ve özellikle konuşma sesi çok iyi. Yeni albümü için "Eski albümlerden çok fark olmasa da en sert albümlerimden biri oldu" diyor. Üçüncü albümünde artık kendisini de daha iyi tanıdığını söylüyor. Her albümde yeni bir deneyim edinmiş. Bundan sonrasını da merakla bekliyoruz.

Yeni albümün eski albümlere oranla biraz daha farklı olduğunu söylüyordun TV'de bir programda. Sound ve lirikal olarak nasıl değişiklikler var?

Önce liriklerden başlarsak. Benim kendime has bir stilim var. Genelde de seçtiğim konular kişisel olaylardan yola çıktığım şeyler. Her albüme küçük küçük sıkıştırdığım politik tavrımı ortaya koyduğum şarkılar oluyor. Dönem dönem agresif ya da mülayim olabiliyor. Müzik olarak bu albüm bence en sert sound'a sahip albümüm.
Sound sertleşmesine rağmen çok da şaşırılacak bir durum yok. Ben bütün bunların gelişim içinde olduğunu düşünüyorum. Konserlerden sonra bana hep "Güçlü bir sesiniz var ama neden albümlerde bunu duymuyoruz" derler. Bence de şarkıların getirdiği bir şey bu. Stüdyoda albüm kaydetmekten daha çok sahneyi seviyorum ben. Bir tarafta bütün o ruhuyla aldığınız bir şey var. Sahnede kendini rahat hissetmekle alakalı. Bu albümde diğer albümlerdekinden daha sert söylüyorum. Diğer albümlerden daha enerjik. İlk baştan beri ben solo sanatçı olsam da grup sound'u yakalamak istedim hep. Ama bunu yapabildiğim albüm bu oldu.

Kimlerle çalıştın albümde?

Aranjeleri yapan kişi hep aynı, Serkan Özocak. Neredeyse her albümde böyle oluyor. İlk ve bu albümde Serkan'ın etkisi çok fazla. Serkan çok yakın arkadaşım. Yola beraber çıktık ve beraber üretebiliyoruz. Öyle bir şey gelişti ki Aslı'nın müziği ama Serkan da bir gerçek. Aranjörün şarkılara katkısı kaçınılmazdır. Ben varım ama Serkan'ın emeği ve ruhu kaçınılmaz.

Üçüncü albümde ilk iki albümün nasıl bir etkisi var?

Dinleyici açısından baktığınızda üç albüm benim hakkımda yeterli meteryal sağlamış oluyor. Benim açımdansa üç tane stüdyo albümü yapmış olmak ve yedi sene boyunca aralarda konser vermiş olmak tecrübe demek. Çok fazla şey öğreniyorsunuz. Hayal kırıklıkları da yaşıyoruz yeri gelince. Kendinizi bile daha iyi tanıyorsunuz. İlk albümümde kayıt yaptığım zaman ilk kez kayıt yapmıyordum ama solist olarak kayıtta bulunuyordum. O ana kadar istisnasız ben her zaman iyi şarkı söylerim diyordum ama öyle olmuyormuş. Stüdyo kaydında bazen istediğim gibi söyleyemiyordum. Psikolojin uygun olmayabiliyor her şarkıya.

Enstrümanlar canlı mı çalındı albümde?

Ben enstrümanların canlı çalınması gerektiğine inanırım. Ama ilk albümde davulları canlı çaldırmamıştık. Aynı şeye inanıyordum ama ilk albümümdü. Daha tecrübesizdim. Ama hep benim pişman olduğum bir şeydi. Canlı kaydetmeliydim bence. Bu albümde bütün enstrümanlar canlı çalındı.

Kimleri dinlediniz? Kimlerden etkilendiniz?

Çocukluk dönemimde Bon Jovi'ye âşıktım. Okulda herkes bilirdi. Whitesnake, Poison gibi gruplar dinlerdim. İlkokul döneminden itibaren Duran Duran hastasıydım. Ablam benden büyük olduğu için benden önce iyi müzik dinlemeye başlamıştı. Sonra ortaokulda grup kurduk. 1990'ların ilerdeği dönemlerde glam'e sadık olup grunch'a karşı çıkanlardandım. Sonra iyi şeyler var diye oraya yönlenmiş durumdayım. Ben artık zamanı da takip ediyorum. O zaman çok sevdiğim şeyleri şu anda pek sevmiyorum tabii zamanın etkisiyle. Bonnie Tyler'ı çok severek dinlerdim eskiden. Son senelerde PJ Harvey, Alanis Morissette, Garbage, Skin gibi isimler dinliyorum. Brit rock hiçbir zaman bayıla bayıla dinleyememiştim. Blur çıktığında da çok sevememiştim. Coldplay severim ama biraz daha Amerikan tarafındayım ben.

Myspace profilin var mı?

Yok ama birileri benim adıma açmış. Açmayı düşünüyorum ben de.

Radikal Gazetesi - 12 Mayıs 2007

Power Türk Röportajı


Uzun bir aradan sonra üçüncü albümünüz “Söylediğim Şarkılarda Saklı” ile müzik piyasasına geri döndünüz. Arada geçen bu 3 yılı biraz anlatır mısınız?

2004 yılında çıkmıştı “Su Gibi” dolayısıyla 3 yıl gibi bir zaman geçti. 1,5 yıldır bu albüm için hazırlanıyoruz aslında. Yine her albümümde olduğu gibi iki albüm arası geçen süre uzadı. Ama bu uzamanın nedeni plak şirketinin değişmesiydi. Kargo grubunun klavyecisi Serkan Çeliköz ile yine her albümümde olduğu gibi birlikte çalıştık. Serkan yine besteleri ve düzenlemeleri üstlendi ve albümün tüm aranjelerini yaptı.

Bir röportajınızda ilk albümde olduğu gibi yine kendimi yansıtan istediklerimi özgürce yaptığım bir albüm hazırladım demişsiniz. Diğer albümdeki kendinizi anlatmakla ilgili engelleriniz neydi?

Ilk albümde Sony ile anlaşma yaptığımızda, benim sesime ve sahneme güvenip albümü hazırlamıştık. Içimizden geleni yaptığımız bir albümdü. Ikinci albümde 4 senelik bir ara var çünkü bazı fikir ayrılıklarımız vardı. Bu nedenle de albüm çok sürümcemeye girdi. Ben yeni çıkan bir ismin 2 yıldan fazla ara vermemesi gerektiğini düşünüyorum ama maalesef benim için böyle olmadı. Bu albümde yine istediğim şekilde ve şartlarda çalıştım. Bu nedenle gururla altına imzamı atıyorum.

Aslı’nın slow parçaları hep daha çok sevildi ama bu kez daha hareketli bir albüm var elimizde. Bu aradaki fark nerden kaynaklanıyor?

Benim ön plana çıkmış şarkılarım hep slow parçalardır. Aslında ben de besteci olarak slow şarkılarda daha iyi olduğumu düşünüyorum. Ama bu albümü yaparken bestecilik anlamında kendimi geliştirmek için de daha çok dinamik parçalara yer verdik. Çok güzel bir denge var albümde dinamik parçalar da slow parçalar da aynı güçlü yapıya sahip. Gerçekten kafamda olanları yansıtabildim.

Albümde sizin söz ve besteleriniz dışında kimlerin şarkıları yer alıyor?

Bu albümde yine Serkan ve benim parçalarım dışında, Selim Öztürk ve Barlas Erinç’in birer parçası var. 2 şarkı da bana ait olmamasına rağmen keyifle okuğum şarkılar. “Kördüğüm” dışında ilk kez dışardan şarkılar seslendirdim bir albümümde.

Power Türk - 01 Mayıs 2007


Dans Etmeye İhtiyacım Var!


“Söylediğim Şarkılarda Saklı” Aslı’nın yeni albümü. Şarkılar, biraz kırgın hüzünlü olsa da içinde hep bir umut barındırıyor. Ayrıca sadece mutsuz, üzüntülü zamanlarında şarkı yazabildiği için onu hep mutsuz bir kadınmış gibi düşünmemizi istemiyor haklı olarak. “Dans Etmeye İhtiyacım Var” ilk klip şarkısı ve yargılanmadan yaşamak isteği bu şarkının mottosu. İtiraf etmek gerekirse hepimizin zaman zaman hiçbir şeyi umursamadan dans etmeye ihtiyacı oluyor ve bundan kime ne değil mi!

Albüm çıkarma tarihlerin 2000 / 2004 / 2007… Aslı niçin bu kadar uzun aralar veriyor?
Yaptığım işi iyi yaptığımı düşünüyorum. Dolayısıyla onunla ilgili olabilir. Uzun aralıklar verdiğim doğru bunlar planlı bilinçli aralar değil. Çünkü özellikle ilk iki albüm arasındaki dört seneyi düşünürsek yeni başlamış, adını oturtmaya çalışan genç birinin o kadar uzun aralık vermesi aslında onun kariyer yolunda çok sağlıklı bir adım değildi ama ister istemez öyle bir gelişim içine girildi. Çünkü o dönemde albüm konusunda o zamanki plak şirketimle bazı fikir ayrılıklarımız vardı. Dolayısıyla projeyi sağlıklı bir şekilde başlatamadık. O arada İstanbul Üniversitesi’nde okuduğum Amerikan Kültürü ve Edebiyatı’nı bitirdim.. İstanbul üniversitesi. Tek hayırlı şey o oldu diyebilirim o dönemde. Çünkü 2002 yılı civarında albümü çıkarmayı isterdim.

Bu albüme gelince de bu sefer arada bir plak şirketi değişikliği yaşadım. Aslında plak şirketi değişikliği yaşamasaydım son derece normal bir aralıkta çıkardı bu albüm. Çünkü hazırlıklarımız ona göreydi. Plak şirketi değişikliği yaşayınca ister istemez bir dönem boşluk içine giriyorsunuz. Çünkü ben hemen yeni bir şirketle anlaşmak istemedim. Plak şirketi bir sanatçının hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Bir şekilde siz, artılarıyla eksileriyle ona bağlısınız ve elinizde olmayan bazı şeyler onların elinde. O yüzden çok çabuk karar vermek istemedim bir 7 aylık süreç öyle geçti. Ben o dönemde albüm için çalışmaya devam ettim.

Bu albümü de 2007’de değil 2006’da çıkarabilirdim eğer öyle bir süreç olmasaydı.

Zaman sarkmaları albümün içeriğine yansıdı mı? Yoksa albüm 2006’da da çıksa biz yine aynı şarkıları mı dinleyecektik?
Aradaki bir sene üzerinde daha fazla çalışabilmemize sebep oldu. Daha sindire sindire daha emin olarak yapmamıza sebep oldu albümü. Çoğu şarkılar yine aynı olabilir ama bu son bir sene içinde eklenmiş şarkılar da var. Ama onun dışında yine birkaç senedir bende halihazırda olan şarkılar da var. Dolayısıyla bir sene önce alsaydın da yine benzer bir albüm edinmiş olurdunuz ama dediğim gibi çok daha uzun vadeli çalışarak zaman sıkıntımız olmadan yapılmış bir albüm olmasının da olumlu etkisi oldu.

Unutulma kaygısı yaşadın mı? Yoksa ben sağlam bir iş yapıyorum ismim hep kalır diye düşündün mü?
Öyle değil, bir şekilde seni çok yakından dinleyen insanlar tabi ki takip edeceklerdir ama ister istemez bu kadar araların açılması isminizi çok sağlam bir şekilde tutmanızı engeller. Sonuç olarak bütün planlarımı bu doğrultuda yapmıyorum. Aman ben biran önce yapayım da insanlar beni unutmasınlar gündemdeyken hemen yapayım. Planlarımı buna göre yapmıyorum önemli olan daha iyi bir iş çıkarmak diye bakıyorum ama albümlerin arası çok uzadı zaman bu riskleri de beraberinde getiriyor. Hep şöyle düşünüyorum sadece ben şu an üçüncü albümü değil dördüncü albümü çıkartmalıydım. Bu 7 sene içerisinde +1 albümüm daha olmalıydı. O zaman daha sık benim adımı duyardınız.

İlk albümünün çıkmasından bugüne nasıl bir değişim geçirdin, bu arada müzik sektöründeki gelişmelere ilişkin gözlemlerin neler?
Aralıklı albüm çıkarıyorum ama hiçbir zaman müzik sektöründen kopmadığım için aslında hep içerisindeyim. Bir kere o zaman 22 yaşındaydım çok gençtim bazı şeylerin çok farkında olduğumu zannediyordum ama yine de şimdi baktığımda ben her zaman yaşından daha önde giden biriydim. Şimdiki 22 yaşındakilere bakıyorum çok toy buluyorum onları ben o kadar toy değildim açıkçası. Seneler geçtikçe kendinize daha çok şey katıyorsunuz. Bir şeyleri daha fazla sindiriyorsunuz. İster istemez bir gelişim içine giriyorsunuz. Ama o zaman baktığımda ilk albüm daha her şeyi, kendimi sorgulayan, kendimi tanımaya çalışan çocukluktan genç kızlık ve yavaş yavaş kadınlığa geçiş. Tüm bunları algılamaya çalışan hayatında ne olup bittiğini kendi içinde geçirdiği değişimleri sorgulayan çözümler bulmaya çalışan bir Aslı vardı o zaman.

Sonra ikinci albüm geldiğinde 26 yaşındaydım dolayısıyla daha farkında bir kadın gibi bakan biri vardı. Daha fazla şey yaşamış ve bunların getirdiği hafif olgunluğa doğru bir geçiş ama şimdi bu yaş itibariyle 30 a girmek üzereyken şimdi daha insan gibi bakıyorsun.

Bir çok şeyin daha farkındayım. Bundan 5 sene sonra çıkartacağım bir albümde eminin farklı farklı noktalardan size bir şeyler anlatabileceğim o zaman ama şu ana kadar yaşadığım hayat içerisinde kendimle ilgili gözlemlediğim şeyler bunlar. Yaşadıklarımız bizi şekillendiriyor.

Müziğinde ağır basan taraf ruh halin mi oluyor?
Yaşadıklarım ruh halim çok etken onun dışında ben şarkı yazarken geçmişe dönüp bakmayı da seviyorum. Sadece bugün yada çok yakın geçmişte yaşadıklarım değil de bundan bir 6 sene öncesine gidip ben o zaman ne yaşadım ona bakıyorum. Ama bunları bugün yaşıyormuşum gibi anlatıyorum. Orda diyorum ki ben orda geçmişe gidiyorum ve bugün bütün olayların içinden çıkmış aşmışken bazı şeyleri daha objektif bir şekilde nerden bakıyoruma geliyorum aslında. Onun dışında her albüme kendimle ilgili öyle küçük eleştiriler olmasının dışında dünyayla ilgili yada etrafta olup bitenlerle ilgili eleştirisel şarkılar da koyuyorum. Bu yüzden bir şekilde üretebilen insanlar için dünyada olup biten her şey yazılabilir bir materyal. Ama bunların hangilerinin kullanılacağı size kalmış. Hangilerinden daha çok etkilenip hangilerinin daha çok yazmaya sevk edeceği belli olmuyor.

İlk albümüm çıktığı zaman da müzik sektöründe böyle yavaş yavaş kötüye doğru bir gidiş vardı. Ondan beridir de hiç iyiye doğru gitmedi. Hep albüm satışları gittikçe düştü. Şu anda çok kritik bir yerde gerçekten. İnsanların parası yok almıyorlar ben buna inanmıyorum. Dolayısıyla bunu makul bir açıklama olarak görmüyorum. Aynı zamanda albüm satışlarının çok düşük olmasından dolayı albüm fiyatları da düştü. Bir çok şeye para harcayabilen insanlar dinleyecekleri albümleri legal bir şekilde alabilirler.

“Yalnızlığım” şarkısında otuzunda bir kadından bahsediyorsun. 30 yaş bir kadın için ne ifade ediyor?
Ben o şarkıyı daha 30’una gelmeden 2 sene önce yaptım. 26 Ekim’de 30 olacağım. (Zor akreplerden değilim ama) Bugüne kadar 20’li yaşlarımı yaşadım. 30’lu yaşlara girmediğim için onunla ilgili bir şey söyleyemeyeceğim ama eskiden 30 yaş gözümüzde çok büyürdü. Daha küçükken 30 deyince aa yaşlanmış falan derdik. Geçen gün bir araştırma çıktı şimdinin 30’u eskinin 20’leri, 40’ı 30’ları gibi. İnsanlar çok gençleşmeye öyle yaşamaya başladılar.

İnsanlar kendilerine daha çok bakıyorlar. Hayatları konusunda daha egoistler. Bir şekilde insanların hayata bir kez geldiğini düşünüyorum. Hep başkaları için bir şey yaptığımız zaman ilerde kendi hayatımızda geriye baktığımız zaman ben kendim için ne yaptım dersiniz. Bunu sormamak için de, bu tabi ki değer verdiğimiz insanların düşüncelerini bir kenara atmak değil ama kendinizi ön plana koyarak yaşamanızın önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda gördüğüm kadarıyla da insanlar daha öyle yaşamaya başladılar. Bu da genç tutuyor…

30 yaş kadın için önemli bir dönüm noktası. Doğurganlık olarak baktığın zaman bir şekilde 40’ a kadar en geç doğurmak zorundasın. Böyle şeyler istiyorsan ki kadıların çoğu bunu istiyor. Bunları düşünmeye başlıyorsun acaba ben bir aile kurabilecek miyim birini bulabilecek miyim orda bir yerde benim için doğru biri var mı. Hayatınızda biri varsa o bu mu o benim çocuğumun babası mı? Bunları daha düşünmeye başlıyorsun galiba belli bir yaşa geldikçe. Ben, benim için çok erken olduğunu düşünüyorum ama ister istemez o geri sayıma girmiş oluyor insan. Bunları yapacaksanız önünüzde belli bir zaman dilimi var.

Şarkı sözlerinde kırgınlık var, biraz kırgın bir albüm mü oldu?
Bir şekilde bazen hayatta benim başıma bazı şeyler gelmez diye düşünürsünüz ama bilirsiniz ki aslında hep böyle şeylerin ihtimali vardır. Güvendiğimiz insanlar tarafından farklı şekilde hayal kırıklığına uğrayabiliyorsunuz. Ben hiç girmediğim şekilde bir depresyona girdim o dönem içerisinde. Bunun ister istemez şarkılara yansıması oldu. Genelde benim albümlerime baktığınız zaman üzüntülüdür kırılgandır ama bir şekilde hep bir umudu vardır her şey iyi gidecek der böyle bir noktası vardır.

Belki bu sözleri okuduğunuz zaman ya bu kız hiç mi mutlu olmuyor diye düşünebilirsiniz ama hiç öyle değil. Sadece ben mutluluklarımı değil mutsuzluklarımı yazıyorum. Buradan baktığınızda çok mutsuz bir Aslı gözüküyordur ama aslında öyle değil.

Onları yoğun bir şekilde hissettiğim bir dönem olunca ürettiklerim de ister istemez o şekilde oluyor. Ama yine bu dönem içerisinde benim çok fazla mutluluklarım oldu. Ama o mutsuzluklardan sonra gelen kafa karışıklıklarını belki de yine dile getirmişimdir. Yazma şeklim bu. Çok mutluyken yazamıyorum.

Dans Etmeye İhtiyacım Var ilk klip parçan ne söyleyeceksin bu şarkınla ilgili?
Orda söylemeye çalıştığım şey insanların bazen hiçbir şey düşünmeden kimin ne düşüneceğini düşünmeden içinden geldiği şekilde yaşamaya hakkı olduğu. Eğer ben deşarj olmak istiyorsam bunu istediğim şekilde yapabilmeliyim. Çünkü içmek istiyorsam o akşam kafam dağınıksa içebilmeliyim insanların bir şekilde beni bununla ilgili yargılama hakları yok.

Bu çok kişisel yazılmış bir şarkı değil aslında. Orda mesela “ahlak beyinde, bel altında arayan zihniyetten bana ne” bunun benimle alakası yok bu genel gözlemle alakalı bir şey. Çünkü biz özellikle bu ülkede erkeklerden çok kadınların ne yaptıklarıyla ilgili çok yargılıyoruz. Ben orda şuna getirmeye çalışıyorum aslında benim için insanların yatak odalarında ne yaptığı hayatlarını nasıl yaşadıkları tercihlerinin nasıl olduğu önemli değil hayatta insan olarak duruşları insani ahlaki değerlere nasıl sahip olduğu benim için daha önemli. Ama biz tam tersini değerlendiriyoruz bunu doğru bulmuyorum.

Netbul - 30 Haziran 2007

Dünya Durulmadan


Bir yanım öfke, bir yanım şiddet
Önümde bir dünya kendinden habersiz
Dur deyip vuran, sözde barışan
Elinde ateşle tanrıdan dem vuran

Ne isterler ki yarından

Durmam dünya durulmadan

Susmam sesimi duyurmadan
Durmam dünya durulmadan
Susmam sesimi duyurmadan

Bir yanım korku, bir yanım nefret
Önümde insanlık tarihten habersiz
Ben deyip duran, güce tapınan
Gemiler batarken kendini kurtaran

Ne isterler ki yarından

Durmam dünya durulmadan
Susmam sesimi duyurmadan
Durmam dünya durulmadan
Susmam sesimi duyurmadan

Söz:Aslı Gökyokuş-Erdal Yıldırım
Müzik:Serkan Çeliköz

Düğüm Düğüm


Anladım bugün yine
Karar verdim incinmemeye
Herkes için kolaysa
Bir kırık kalp eksik,fazla

Artık,artık...

Gerçekler sizin olsun
Hayallerim benim olsun
Ben zaten alıştım
Boğazım düğüm düğüm olup susmaya
Herkese,kendime acımaya...


Söz-Müzik: Aslı Gökyokuş

Ayrılan Yollar


Bu şehirde senin gibi, benim gibi insanlar yaşar gider
Hem sevdalı, hem yorgun
Hem dalgalı, hem durgun
Herkes kendi gönlünce birine tutkun

Kokladım şehri ben,
Heryerde kokun vardı
Duyduğum şarkılar, her telden hüzün çaldı
Kokladım şehri ben,
Heryerde kokun vardı
Attığım her adım senden bir öykü yazdı

Aldığım her nefes her bir köşe başında ayrılan yolları vardı


Söz-Müzik :Barlas Erinç

Uykum Da Gel (Bir Düş Daha Ver)


Seni aradım ta içimde
Koca bir yara, sarılmamış
Mutsuzum
Güne başladım umutsuzca
Gece bitmemiş, nedendir sorma
Cevabım var

Uykumda gel
Bir düş daha ver yeter,gel...
Uykumda gel
Bir düş daha ver,ver!

İki insanın bir hayatı
İki hayatın orta noktası
Hayal mi?
Bizi ayıran neler varsa
Bizi bekleyen aynıdır anla
Aynı dünya


Söz:Aslı Gökyokuş-Erdal Yıldırım
Müzik:Serkan Çeliköz-Aslı Gökyokuş

Yalnızlığım (Söylediğim Şarkılarda Saklı)


Kapkaranlık bir sokakta yürüyorum sağa sola
Kapanan kapılar ardında alıştım yalnızlığa
Otuzunda bir kadın aşka aşık ama notu kırık
Hayallerimde yaşattım ama henüz rastlayamadım

Gölgem oldun heryerde
Adım hep seninle
Sevdiğim şehirlerde
Seçtiğim sözcüklerde saklı
Sevdiğim karakterde
Söylediğim şarkılarda saklı yalnızlığım!


Söz:Aslı Gökyokuş
Müzik:Serkan Çeliköz-Aslı Gökyokuş

Bir Ah Çeker Misin


Bir gün uyansan
Yanında olmasam
Hayatından çıkıp gitmiş olsam
Yastığı alsan
Derince koklasan
Kokumu arayıp bulamasan

Bir ah çeker misin
Derinlere gider misin
Yoksa hayatta bu da var deyip öylece pes eder misin
Kalıp büyüyen aşk ise çekip gitmemi sadece seyreder misin
Bir ah çeker misin
Derinlere gider misin
Yoksa hayatta bu da var deyip öylece pes eder misin
Kalıp büyüyen aşk ise beni sevmeyi hak eden adam sen misin

İstediğin kadar inkar etsen de
Bu koca adamın da yaşamadıkları var
10 yıl var arada bazen zor olsa da
Bu koca çocuğu seven bir kadın var,var var...

Yardımcı Olmuyor


Yeni başlayan bir gün yardımcı olmuyor
Uykusuz geçen gece yardımcı olmuyor
Aldığım ilaçlar,gittiğim doktorlar,
Vücudumdaki yaralar yardımcı olmuyor

Gittiğim şehirler, tatiller
Yeni yüzler yardımcı olmuyor
Aldığım kararlar,bozduğum kurallar
Kendime yenildiğim günler yardımcı olmuyor

Şırıngayla çekip alsınlar seni, tüm vücudumdan ruhumdan,
Kırıntın bile kalmasın beynimde
Ki ben yine ben olayım...

Yeni yüzler yardımcı olmuyor
Geçen aylar,geçen zaman
Hayatına uzaktan bakmak yardımcı olmuyor
Olmuyor,yardımcı olmuyor...


Söz-Müzik: Aslı Gökyokuş

Gitmiş Gibisin


Yeni yelkenlere açıldın, kıyıdan uzaklaşmadan
Ağlamak yeter sandın
Şimdi sağlam gibisin,ben de mutlu ol isterdim

Sen çoktan gitmiş gibisin
Beni bırakıp incitmişsin
Ben daha yalnız yüzmeye korkarken
Beni salmış gibisin

Ben de isterim yalnız koşmayı
Hayata karşı dimdik durmayı
Sensiz başka tenleri bulmayı
Alışmayı, yaşamayı, yalnızlığımdan korkmamayı

Sen çoktan gitmiş gibisin
Beni bırakıp incitmişsin
Ben daha yalnız yüzmeye korkarken
Beni salmış gibisin


Söz-Müzik: Aslı Gökyokuş

Dergiden Resmini Kopardım


Dergiden resmini kopardım bu tanıdık yüz artık yabancı
Sana en son dokunduğum gün artık aşk yok inandığım gün
Biraz suskun, biraz durgun ,biraz yorgun olsam da

Senden sonra hiçbirşeyin anlamı yok sevişmenin
Senden sonra hiçbirşeyin anlamı yok sevişmenin

Adını hiç anmaz oldum ki titretirdi sesin bile
Ayları saymaz oldum kaç yıl geçti sensiz diye
Biraz suskun, biraz durgun, biraz yorgun olsam da

Senden sonra hiçbirşeyin anlamı yok sevişmenin
Senden sonra hiçbirşeyin anlamı yok sevişmenin


Söz-Müzik: Aslı Gökyokuş

Aşkların En Büyüğü


Uykusuz geceler boyunca düşündüm
Işıklar dostum olunca birden üzüldüm
Sana söyleyemediğim sözler
Dert oldu içime
Önemli değil,önemli değil sonuç değişir miydi?

Aslında aşkların en büyüğü sendin benim için
Aslında aşkların en büyüğü sendin benim için
Aslında aşkların en büyüğü sendin benim için

Duvarlar geldi üstüme küçüldüm
Nehirler aktı içimden sana döküldüm
Bana veremediğin sözler dert oldu içime
Önemli değil, önemli değil sonuç değişir miydi?


Söz:Selim Öztürk-Aslı Gökyokuş
Müzik:Selim Öztürk